
Tutarsız Anne Baba Evladı Nasıl Etkisinde bırakır?
Güzel bir haftadan merhabalar sevgili okuyucularım. Bu hafta sizlere ebeveynlerin çoğunlukla güçlük yaşamış olduğu bir mevzudan anlatmak isterim. Bilhassa birebir yaptığım anne-baba görüşmelerinde en fazlaca dile getirilen sorunlardan bir tanesi; ebeveynlerin çocuklarına karşı ortak tutum gösterememesi… Aynı dili konuşmaması… Bir başka deyişle çocuğun davranışlarına verilen tepkilerde tutarsız ebeveyn tutumu sonucunda yaşanmış olan sıkıntılar… Bu yazımda tutarsız ebeveyn hareketlerinin çocuğa Nasıl yansıdığı ve bu problemi aşmak için neler yapılabileceğini anlatacağım.
Çoğu zaman bu problem anne babalar tarafınca şu şekilde dile getiriliyor;
Ben çocuğa kaide koyuyorum fakat eşim bu kuralı desteklemiyor.
Benim hayır dediğime, eşim evet diyor.
Eşim çocuğumun her isteğini yerine getiriyor, eşim evladımız ne isterse satın alıyor.
Eşim çocuğumuzu, bana düşman etti.
evladımız ağlamış olduğı vakit, babası/anası ne isterse yapıyor.
Çocuğuma asla söz geçiremiyorum, ne vakit ona kızsam babası/anası araya giriyor.
Çocuğum ben ne dersem tam zıttını yapıyor.
Yukarıda saydığım şikayetler sizin ailenizde de var ise ve çocuğunuza kaide koymakta güçlük yaşıyorsanız, çocuk yetiştirirken büyük olasılıkla partnerinizle ortak bir tutum gösteremiyorsunuz anlamına gelir. Çocukta görülen davranış bozukluklarının çoğunun altında maalesef hatalı ve tutarsız anne-baba tutumları yatmaktadır. Çocuklar davranışlarını anne ve babalarını modelleyerek oluştururlar. Bunu da gözlem kanalıyla yaparlar. Bundan dolayı siz değerli üyelerimizin anne-baba olarak sergilediğiniz tavırlar onun gelecekte Nasıl bir erişkin olacağını belirleyecektir.
Bu biçim sıkıntıların yaşandığı ailelerde gördüğüm bir başka alt problem ise; anne-babanın çalışmasından dolayı çocuğun bakımını anneanne/dede yada babaaane/dedenin üstlenmiş olması oluyor. Kimi zaman çocuk yetiştirmede anne-baba ortak tutum sergilese bile bu kere da aile büyükleri bu kurallara uymuyor ve çocuk gene kendine gösterilen değişik tutumlar içinde karmaşa yaşıyor.
Eskiler; iki kişi evlenip bir aile oluşturduğunda aslen “iki aile evliliğe ilk adımını attı” derler. Bu söz şu anlamda fazlaca doğrudur; bireyler içinde yetiştikleri ailelerin izdüşümünü kendi evliliklerinde de sürdürme eğilimindedirler.
Tutarsız bir aile tutumu ile büyüyen bir kişi evlenip çocuk sahibi olduğunda çocuğunu kendi büyümüş olduğu ortama uygun yetiştirme eğilimindedir. Böylelikle hatalı aile tutumları nesilden nesile aktarılır. Bu döngüyü kırabilmek için anne ya da babadan birinin farkındalık sahibi olması ve aynı hatalı davranışı kendi çocuğunu yetiştirirken yapmaması fazlaca önemlidir. Bazı babalar evladı ile çoğu zaman ilgili, hoşgörülüyken, bazıları neden ilgisiz ve çocuğuna karşı soğuk? Bazı anneler bir çok vakit çocuğuna sevecen davranabiliyorken bazıları neden devamlı gerilmiş ve öfkeli? Bu soruların cevabı o anneler ve babaların çocukluklarında saklı. Anne ve baba olduğumuzda, çocuğumuzu Nasıl yetiştireceğimiz -çoğunlukla- bizim Nasıl yetiştirildiğimize bağlı. Sadece bu döngüyü kırmak elimizde…
Çocuğumuzu Nasıl Tutarlı Yetiştiririz?
1. Hemen hemen çocuk sahibi olmadan Nasıl çocuk yetiştireceğinizi konuşun: Eşinizle beraber çocuğunuzu yetiştirirken karşılaşabileceğiniz ihtimaller içinde sorunlarda Nasıl tepki vereceğinizi konuşabilirsiniz. Çocuğun bakımında aile büyükleri de yanınızda olacaksa onları da bu mevzuda bilgilendirebilirsiniz. Uzlaşamadığınız mevzularda kitaplardan, uzmanlardan vs. destek alabilirsiniz. Bu mevzuda en mühim alt başlıklardan bir tanesi anne ve babanın çocuk sahibi olmayı eşit derecede istiyor olmasıdır. Çocuk sahibi olmak için, hem annenin hem babanın hakkaten istekli olması önemlidir. Aksi halde istemeyen taraf mesuliyet almaktan her daim kaçacaktır.
2. Demokratik aile tutumu gösterin: Aile tutumları içinde biz uzmanların önerilmiş olduğu tutum; “Demokratik Aile Tutumu” dur. Demokratik aile tutumunda anne babalar ufaklıklara sınırlar koyar sadece bu sınırlar içinde özgür bırakır. Mesela ailecek bir karar alınacağında ne olursa olsun çocuğun fikri alınır, kararlar ortak verilir. Çocuğa sınır koymak bilhassa 0-6 yaş aralığında fazlaca önemlidir. Çocuklar -sandığımızın aksine- kuralları sever ve net olunmasından hoşlanırlar. Anne-baba kurallar mevzusunda evvelinde konuşmalı ve uzlaşmalıdır. Çocuğun yatış saati, ekran süresi, yiyecek saatleri, oyun ve aktivite zamanı şeklinde mevzular anne-babanın aynı fikir olduğu şekilde belirlenmeli ve bu kurallara sadık kalınmalıdır. Bu kurallar; çocuğa bakım veren bakıcı, anneanne, dede, babaanne vs kimse onlara da anlatılmalı, onların da bu kurallara uyması sağlanmalıdır.
3. Çocuğunu sevmek demek, her söylediğini yapmak demek değildir: Bazı anne babalar sevgiyi, çocuğun her isteğini yapmak, her söylediğine evet demek ve onu her mevzuda özgür bırakmak olarak algılıyor olabilir. Sadece yukarıda da bahsettiğim şeklinde çocuklar kaide ve sınırları sever. Evlatları kararlarımıza ortak etmek, fikirlerini almak önemlidir sadece bazı mevzularda yetki yalnız ebeveynde olmalıdır. Çocuğun yatış saati, ödev yapma zamanı, ekran süresi vs şeklinde mevzular –buluğluk dönemine kadar- aile tarafınca belirlenmeli, anne ve baba bu mevzuda ortak tavır almalıdır. Tüm bu kuralların çocuğa sebepleri ile beraber anlatılması son aşama önemlidir. Anne-baba oteriter değil sevecen ve şefkatli bir dil kullanmalıdır.
4. Çocukla çocuk olmaktan kaçınmayın: Son olarak çocuğumuzla beraber eğlenebildiğimiz, güldüğümüz etkinlikler yapmak, onunla oyun oynamak, onu dinlemek, idrak etmek ve anladığını yansıtmak, hem anne hem babanın beraber olduğu aktiviteler düzenlemek çocuğumuzla olan iletişimimizi ve aile bağlarımızı güçlendirecektir.